Roger Keith "Syd" Barrett (6 Ocak 1946 - 7 Temmuz 2006), rock grubu Pink Floyd’un kurucularından biri olan İngiliz şarkıcı-şarkı yazarı ve müzisyendir. 1965’te kurulan gruptan ayrılana kadar; grubun, baş şarkıcısı ve birincil şarkı yazarıydı.
Aslen ressamlık üzerine eğitim alan Barrett, on yıldan az bir süredir müzik ile ilgileniyordu. Pink Floyd ile dört tekli, ilk albümleri The Piper at the Gates of Dawn’ı (1967), ikinci albümleri A Saucerful of Secrets’ın (1968) bir kısmını ve birkaç yayımlanmamış şarkı kaydetti. Nisan 1968'de, akıl hastalığı ve aşırı psikedelik uyuşturucu kullanımı iddiasıyla gruptan çıkarıldı. Kısa süren solo kariyerine 1969'da yayımlanan "Octopus" teklisi ile başladı ve ardından Pink Floyd'un birkaç üyesinin yardımıyla kaydedilen The Madcap Laughs (1970) ve Barrett (1970) albümleriyle devam etti.1
1972'de Barrett müziği bıraktı, inzivaya çekildi ve yaşamının geri kalanını gözlerden uzak bir şekilde geçirdi. Resim yapmaya devam etti ve kendisini bahçe işlerine adadı. Pink Floyd, 1975'teki "Shine On You Crazy Diamond" şarkısı ve 1979’daki The Wall albümü başta olmak üzere, kendisine saygı ve övgüde bulunan birçok eser yayımladı. 1988'de EMI, Barrett'ın onayı ile yayımlanmamış şarkılardan ve şarkıların farklı versiyonlarından oluşan Opel albümünü çıkardı. 1996'da Barrett, Pink Floyd'un bir üyesi olarak Rock and Roll Hall of Fame'e girdi. 2006’da pankreas kanserinden öldü.
Syd Barrett, Roger Keith Barrett adıyla Cambridge'te dünyaya geldi. Beş kardeşin dördüncüsüydü. Küçüklüğünde piyano çalmayı öğrenen Barrett, yazmayı ve resim yapmayı tercih ediyordu. 10 yaşında ukulele, 11 yaşında ise banjo aldı. 14 yaşında ise akustik gitara geçti. Bir yıl sonra ise ilk elektro gitarını aldı ve gitarın amfisini kendisi yaptı. Aynı yıl Cambridgeli bir baterist Sid Barrett'tan esinlenerek "Syd"'i kendi adına kattı.
Barrett, 1957 yılında liseye başladı ve burada Roger Waters ile tanıştı. 11 Aralık 1961'de babasını kanserden kaybetti. Barrett, günlüğünün o günkü sayfasını boş bıraktı. Annesi, Barrett'in girdiği bu depresyondan kurtulması için müzik yapmaya teşvik etti. Barrett'ın kurduğu "Geoff Mott ve The Mottoes" böylece Barrett'in evlerinin önünde konser verebiliyordu. Waters da bu konserleri izleyen isimlerdendi. Hatta, 11 Mart 1962'de grubun bir konserini düzenledi. Geogg Mott'un gruptan ayrılması ile grup dağıldı.
Eylül 1962'de Barrett Cambridge Teknik Üniversitesi'ne başladı ve burada David Gilmour ile tanıştı. 1962 yılının kışında the Beatles'tan etkilenen Barrett bu grubun şarkılarını yorumlamaya başladı. 1963'te ise the Rolling Stones'u takip etmeye başladı ve o dönemki kız arkadaşı Libby Gausden ile Stones'u canlı izledi. Bu dönemde Barrett ilk şarkılarını yazmaya başladı. Bunlardan biri ikinci albümünde yer alacak "Effervescing Elephant"tı. Bu dönemde Barrett ve Gilmour beraber akustik konserler veriyorlardı. Barrett, 1963 ve 1964 yıllarında farklı gruplarda bas gitar çaldı. 1964'te Barrett, Bob Dylan'ı izleme şansı buldu. Bu konserdan sonra "Bob Dylan Blues" şarkısını yazdı. 1964'te Londra'daki Camberwell Güzel Sanatlar Üniversitesi'ne başvurdu ve eğitim almaya hak kazandı. Yaz ayında eğitimine başlayan Barrett, resim üstüne çalışmalara başladı.
1965 yılında Barrett, bir sene önce temelleri atılmış ancak sıkça isim ve grup elemanları değiştirmekte olan The Tea Set grubuna katıldı. Aynı isimde bir başka grubun varlığını fark ettiklerinden sonra, Barrett "The Pink Floyd Sound" adını önerdi. Syd Barrett grubun adını Pink Anderson ve Floyd Council adlı iki blues müzisyeninden etkilenerek koymuştu. Grubun adı daha sonra önce "The Pink Floyd Blues Band"'e sonra da "The Pink Floyd"a dönüştü. 1965 yılında klavyeci Rick Wright'ın bir arkadaşının stüdyosunda ilk kayıtlarını yaptılar. Bu kayıtlar 2015 yılında 1965: Their First Recordings adıyla yayınlandı. Bu demolar Barrett'in ilk besteleri olan "Lucy Leave", "Double O Bo", "Remember Me" ve "Butterfly"ı içeriyordu. 1965 yazında Barrett ilk kez LSD denedi ve daha sonra da uyuşturucu ile haşır neşir olmaya devam etti. Daha psikedelik şarkılar bestelemeye karar veren Barrett, "Bike" gibi eserlerini bu dönemde yazmaya başladı.
1966 yılında Pink Floyd, Amerikan R&B'si yerine kendi doğaçlama müziklerini yapmaya karar verdi. Bu dönemde gitarist Bob Klose gruptan ayrılırken, Syd Barrett grubun yaratıcı gücü oldu. Pink Floyd'un ilk albümünde ve kendisinin solo albümlerinde yer alacak şarkılar bu dönemde yazılmaya başlandı. 1966'da UFO adında yeni bir konser salonu açıldı ve İngiliz psikedelik rock'ının merkezi haline geldi. Pink Floyd da bu salonun en çok seyirci çeken isimlerinden oldu. Ekim ayının sonlarına doğru Pink Floyd, demo kayıtlarını yapmaya başladı. Bu dönemde grup prodüktör olarak Joe Boyd ile anlaştı.
1967 yılının başlarında Barrett'in sevgilisi Jenny Spires'ın aracılığıyla grup Londra gece hayatını anlatan ve Peter Whitehead tarafından yönetilen Tonite Let's All Make Love in London filminde yer aldı. Ocak ayında Whitehead, yanına prodüktor Joe Boyd'u alarak grubu Chelsea'deki John Wood's Sound Techiques stüdyolarına soktu ve grup "Interstellar Overdrive"ın 16 dakikalık bir versiyonunu ve "Nick's Boogie" adlı doğaçlama bir eseri kaydetti. Bu görüntüler filmde yer aldı ve daha sonra London '66–'67 adıyla piyasaya sürüldü.
Joe Boyd grubun Polydor şirketiyle anlaşmasını isterken, Pink Floyd EMI ile anlaştı. Anlaşmaya bir stüdyo albümü, EMI Stüdyoları'nda sınırsız çalışma hakkı ancak kısıtlı telif ücreti dahildi. Grup, ilk olarak "Arnold Layne"i yeniden kaydetmek istese de Boyd'un prodüktörlüğünü yaptığı versiyon single olarak yayınlandı. 11 Mart'ta yayınlanan Arnold Layne, single listesinde 20 numaraya kadar yükseldi. İkinci single "See Emily Play" ise daha başarılı olup, altıncı sırada yer aldı.
Pink Floyd'un ilk albümü olan The Piper at the Gates of Dawn Şubat - Temmuz 1967 tarihleri arasında Abbey Road stüdyolarında kaydedildi ve The Beatles'ın ses mühendislerinden Norman Smith tarafından düzenlendi. Aynı anda bir yan stüdyoda da The Beatles, Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club Band albümünü kaydediyordu. Albüm, İngilitere'de başarılı oldu ve altı numaraya kadar çıktı. Barrett, albümdeki sekiz şarkıyı tek başına bestelemiş, ikisini de grup arkadaşları ile yazmıştı. Şarkı sözlerinde kullandığı uyuşturucuların da etkisiyle hayali şeylerden ilham almıştır. "Astronomy Domine"'da gökyüzündeki gezengenlerden bahsederken, "Chapter 24"'te mistik öğeler ve büyülerden bahsetti. Syd'in çocuksu yüzü sevgilisine bisikletini ödünç vermekten bahsettiği "Bike", kedisi "Lucifer Sam", cüceler ("The Gnome") ve korkuluklar ("The Scarecrow") hakkında yazdığı şarkılarda ortaya çıkmıştı. Uyuşturucu etkisinde yazdığı şarkılara örnek olarak ilk versiyonu dakikalarca aynı melodi üstüne kurulu "Interstellar Overdrive", bir konserden sonra gördüğü hayali bir kız hakkındaki "See Emily Play" (Albümün ABD'de versiyonunda yer aldı) ve uyuşturucu sarmayı anlattığı için yasaklanan "Candy and a Currant Bun"' (Albümde yer almayan bir single) verilebilir.
1967 yılı sonları ve 1968'in başlarında Barrett'in davranışları, LSD kullanımının artmasıyla da birlikte, farklılaşmaya ve tahmin edilemez olmaya başlamıştı. Bazı konserlerde sadece tek bir akor çalarken, bazılarında tamamen gitar çalmıyordu. San Francisco'daki The Fillmore'de verdikleri bir konserde "Interstellar Overdrive" şarkısını çalarken grup arkadaşlarının rahatsız olmasına rağmen gitarının akortunu kasıtlı olarak bozdu. Grup ABD turnesinde Pat Boone ve Dick Clark'ın sunduğu televizyon programlarına katılırken Syd Barrett sorulan sorulara soğuk ve ters yanıtlar veriyordu. Kasım 1967'de Jimi Hendrix ile yaptıkları İngiltere turnesinde Syd Barrett yerine zaman zaman The Nice grubundan David O'List sahne aldı. Aralık ayında ise Barrett'in okul arkadaşlarından David Gilmour gruba ikinci gitarist olarak dahil edildi. Gilmour'un çaldığı ilk konserlerde Syd genellikle sahnede dolaşıp zaman zaman grup arkadaşlarına eşlik ediyordu. 26 Ocak 1968'de Southampton Üniversitesi'nde bir konsere giden grup ilk kez Syd Barrett'i evinden almadı ve sahneye onsuz çıktı. Barrett, grubun şarkı yazarı olduğu için, Brian Wilson ve The Beach Boys örneğinde de olduğu gibi, turnelere katılmayan ama grupta olan bir eleman olarak tutulmak istendi ama grup kısa zamanda bunun da yürümeyeceğini anladı.
Roger Waters'ın anlattığı bir hikâyeye göre, Barrett grupla yaptığı bir provada "Have You Got It Yet?" adlı yeni bestesini gruba dinletmişti. Ancak şarkıyı her tekrar ettiklerinde, Barrett şarkıyı tamamen farklı bir biçimde çalarak grubun şarkıyı öğrenmesini engelliyor ve şarkı sözü olarak da şarkının da adı olan "Şu ana kadar öğrenebildiniz mi?" sorusunu tekrarlıyordu. Grup, bir süre sonra Barrett'ın düpedüz dalga geçtiğini ve şarkı öğretmediğni anladı. Bu prova, Barrett ve Pink Floyd'un beraber çaldığı son prova oldu.
Barrett, 1968'de yayınlanan A Saucerful of Secrets albümünden sonra grup için beste yapmadı. The Piper at the Gates of Dawn'dan sonra yazdığı şarkılardan sadece biri, "Jugband Blues", grubun ikinci albümünde yer aldı. Diğer bir şarkı "Apples and Oranges" single olarak yayınlandı ancak başarılı olmadı. "Scream Thy Last Scream" ve "Vegetable Man" şarkıları ise çok karanlık bulunarak yayınlanmadı. Öte yandan ikinci albümdeki "Remember a Day" ve "Set the Controls for the Heart of the Sun" şarkılarında gitar çaldı. 6 Nisan 1968'de grup resmi olarak Barrett ile yollarını ayırdığını açıkladı.
Barrett, Pink Floyd'dan ayrıldıktan sonra menejeri Peter Jenner'in isteği üzerine Mayıs ayında ilk solo albümü olacak The Madcap Laughs'ın kayıtlarına EMI stüdyolarında başladı. Haziran ve Temmuz ayında şarkıların kayıtları başarılı bir biçimde sürerken, Temmuz ayında Barrett kız arkadaşı Lindsay Corner'dan ayrıldı ve arabası ile Birleşik Krallık turu yapmaya başladı. Bu gezi Barrett'in Cambridge'de psikolojik tedavi alması ile sonlandı. 1969 yılına girilikten daha iyi bir durumda olan Barrett, post-modern sanatçı Duggie Fields ile bir apartman dairesi paylaşmaya başladı ve David Gilmour'un komşusu oldu. Müziğe devam etmeye karar veren Barrett, EMI'yi bilgilendirdi ve EMI'nin progressive rock kolu olan Harvest'ın başında olan Malcolm Jones ile çalışmaya başladı. Jones ile beraber, Jenner ile yapılan kayıtların üstünden geçtiler.
Nisan 1969'da Jones'ın prodüktörlüğünü yaptığı kayıtlar başladı. Bu dönemde Barrett'a davulda Jerry Shirley ve Willie Wilson eşlik etti. David Gilmour da bas gitar çaldı. Şarkıların bir kısmında Soft Machine grubu Barrett ile çaldı. Bu dönemde Barrett, Soft Machine vokalisti Kevin Ayers'in ilk solo albümü Joy of a Toy'da yer alan "Singing a Song in the Morning" şarkısında gitar çaldı ancak bu kayıt 2003 yılına kadar yayınlanmadı. Kayıtlar sürerken, Barrett bir ara tatile çıkmaya karar verdi ve Pink Floyd'un peşinden İbiza'ya gitti. Burada Barrett, Gilmour'dan kayıtlar için yardım istedi. David Gilmour ve Roger Waters, Barrett'in iki kadını yönetti ve Soft Machine'in çaldığı bir şarkıyı yeniden düzenledil. Bu dönem ikilinin Pink Floyd'un yeni albümü Ummagumma için çalışmaya başlamasıyla bir süre kesintiye uğradı ancak Temmuz ayının sonunda üç şarkı daha kaydedebildiler. Albüm 1970 yılının Ocak ayında piyasaya sürüldü.
24 Şubat 1970'te Barrett, John Peel'in BBC radyosunda yaptığı Top Gear programına çıkarak beş şarkı çaldı. Bu beş şarkıdan sadece biri daha önce yayınlanmıştı. Üç tanesi daha sonra ikinci albümü için tekrar kaydedildi. "Two of a Kind" şarkısı ise sadece bu programda çalındı. Bu performansta Barrett'a Gilmour ve Shirley eşlik etmişti. Bu kayıtlar 1987'de Syd Barrett: The Peel Sessions adıyla yayınlandı.
İkinci albüm Barrett, ilkine kıyasla daha uzun bir sürede kaydedildi. Çalışmalar Şubat ve Temmuz 1970 arasında gerçekleşti. Albümün prodüktörlüğünü yapan David Gilmour, bas gitar da çalarken, klavyede Rick Wright, davulda da Jerry Shirley bulunmaktaydı. Bu sırada Pink Floyd da Atom Heart Mother albümünü kaydetmekteydi. Barrett, zaman zaman eski grubunun neler yaptığını gizli gizli gözlemliyordu.
Kayıtlar sırasında Barrett, Gilmour ve Shirley üçlüsü Barrett'ın ilk ve tek konserinde sahne aldılar. Konser, 6 Haziran 1970'te Music and Fashion Festival adlı festivalin bir parçası olarak düzenlenmişti. Üçlü "Terrapin", "Gigolo Aunt", "Effervescing Elephant" ve "Octopus" şarkılarını çaldılar. Ses miksinde yaşanan bir sıkıntı nedeniyle son şarkıya kadar vokaller duyulamadı. Dördüncü şarkının sonunda Barrett beklenmedik bir şekilde kibarca gitarını yere bırakıp sahneden indi. Barrett, son olarak 16 Şubat 1971'de BBC Radyosu'nda üç şarkı çaldı. Üç şarkı da sanatçının Barrett albümündendi. Bu performanstan sonra Barrett müzik hayatına bir yıldan fazla ara verdi.
Şubat 1972'de Barrett, davulda Twink ve basta Jack Monck ile birlikte Stars adında bir grup kurdu. İlk konserlerinde başarılı performanslar gösteren grup, Cambridge'te verdikleri bir konserde sıkıntılar yaşadılar. Bu şovdan birkaç gün sonra Barrett, sokakta gördüğü grup arkadaşı Twink'i durdurup, başarısız performansları hakkında yazılmış bir eleştiri yazısını gösterip yoluna devam etti. Bu performanstan sonra kısa ömürlü Stars grubu dağıldı.
9 Mayıs 1972'de EMI ile kontratı sona eren Barrett, Pink Floyd ile hiçbir finansal ilişkisi kalmadığını belirten bir anlaşmaya imza attı. Ekim 1973'te Barrett, Pete Brown ve Jack Bruce'un sahne aldığı bir caz ve şiir performansına katıldı. Bu performansta Barrett ve Bruce, Horace Silver'ın "Doodlin'" şarkısını çaldı. Daha sonra Brown, Syd'e adanmış bir şiir okurken kendisini "ülkenin en iyi şarkı yazarlarından biri" olarak tanıtırken, Barrett ayağa kalkıp bunun doğru olmadığını söyledi. 1973 yılı sonunda Barrett, Londra'ya geri döndü ve farklı otellerde kalmaya başladı. Zaman zaman telif haklarından kazandığı parayı kazanmak için Pink Floyd'un menejerlerine uğrasa da kardeşi Rosemary dışında herkesle bağlarını kopardı.
Ağustos 1974'te menejeri Jenner, Barrett'ı Abbey Road stüdyolarında yeni bir albüm için kayıt yapmak için ikna etti. Üç gün süren kayıtlar blues tarzı kısa riflerden oluşuyordu. 11 şarkıdan sadece birine isim verildi ("If You Go, Don't Be Slow"). Bu kayıtlardan bir şey çıkmayınca Barrett bir kez daha müziği bıraktı ve hiçbir zaman bu mesleğe geri dönmedi. Solo albümlerinin bütün haklarını müzik şirketine bırakan sanatçı, Londra'da bir otele çekildi. Bu dönem Sex Pistols ve The Damned gibi punk grupları Barrett'ın kendilerine prodüktörlük yapmasını istedi ama Barrett bu çağrılara olumsuz yanıt verdi.
1975 yılında Pink Floyd, Wish You Were Here albümünü kaydederken Syd Barrett'ten esinlenerek "Shine on You Crazy Diamond" (kelimelerin baş harflerinden Syd kelimesi ortaya çıkmaktadır) ve "Wish You Were Here" şarkılarını besteledi. "Shine on"un Abbey Road stüdyolarındaki kayıtları sırasında Barrett stüdyoya gelerek grubun çalışmalarını izledi. Bu dönem 29 yaşında olan, kilo almış, kaşları ve saçlarını kazımış Syd Barrett'i grup arkadaşları önce tanıyamadılar. Rivayete göre Barrett gruba gitar kayıtlarını ne zaman yapacağını sormuştur. Başka bir rivayete göre de stüdyoda dolaşıp dişlerini fırçalamıştır. Waters, Barrett'a şarkıyı nasıl bulduğunu sorduğunda da Barrett şarkının kulağa "biraz eski" geldiğini söylemiştir. Kayıtların hemen ardından Ginger Hasenbein ile evlenen David Gilmour'un düğününe de katılan Barrett, haber vermeden erkenden törenden ayrılmıştır.
Bu görüşmeden sonra grup üyeleri ve Barrett bir daha karşı karşıya gelmedi. Sadece birkaç yıl sonra Harrods dükkânı önünde Waters ve Barrett göz göze geldi ancak Barrett elindeki torbaları atıp koşmaya başlayarak Waters'tan uzaklaştı.
Grup, Dark Side of the Moon albümünde deliliği anlatan "Brain Damage" şarkısını da Syd'den esinlenerek yazdı. Roger Waters, 1982 tarihli Pink Floyd: The Wall filminin baş kahramanıı Pink'i yaratırken eski arkadaşı Syd Barrett'tan esinlendi.
1978'de parası bittikten sonra Syd Barrett, Cambridge'e geri dönerek annesi ile yaşamaya başladı. 1982'de kısa bir süre Londra'ya taşınsa da kısa süre Cambridge'e geri döndü ve ölene kadar orada yaşadı. Bu dönemde Syd, orijinal adı Roger'ı kullanmaya başladı ve müzikten sonra da kendini resim yapmaya adadı. Geçimini Pink Floyd'dan gelen telif parasıyla sağlayan Syd'in finansal durumu ile David Gilmour ilgilendi ancak yüz yüze hiç görüşmediler. Yıllar sonra David Gilmour bir doğum günü partisine Syd'i çağırmak için davetiye yollasa da ancak Syd'in ablası tarafından iyi dilekler aldı. 1996'da Pink Floyd'un bir üyesi olarak Rock and Roll Hall of Fame'e dahil edildi ancak törene katılmadı.
1988'de Barrett'in üçüncü albümü Opel piyasaya sürüldü. Bu albümde Syd'in yayınlanmamış şarkıları ve ilk iki albümdeki şarkıların değişik versiyonları bulunmaktaydı. 1993'te bu üç albüm Crazy Diamond box set'i olarak piyasaya sürülmüştür. Daha sonra 2001'de Wouldn't You Miss Me adlı best of'u yayınlanmamış iki şarkı ile beraber piyasaya sürülmüştür. 2003'te ise kendisini ve Pink Floyd'un ilk yıllarını konu alan The Pink Floyd and Syd Barrett Story adlı DVD yayınlanmıştır.
Yıllar boyunca şeker hastalığı ile mücadele eden Barrett, 7 Temmuz 2006'da Cambridge'deki evinde öldü. Ölüm nedeni pankreas kanseriydi. Ölüm belgesine mesleği "emekli müzisyen" olarak girildi. Ölümünden sonra St. Margaret Meydanı'ndaki evi satıldı ve 28 Kasım 2006'da özel eşyalarının bir kısmı açık arttırma ile satışa çıkarıldı. Ölümünden bir hafta sonra müzik dergisi NME, Barrett'i kapak yaptı.
10 Mayıs 2007'de Barrett için Games for May adında bir saygı konseri düzenlendi. Konsere Robyn Hitchcock, Captain Sensible, Damon Albarn, Chrissie Hynde, Kevin Ayers ve Pink Floyd elemanları katıldı. Ekim 2008'de Cambridge'de The City Wakes adında Barrett'in yaşamını, sanatını ve müziğini anlatan bir program düzenlendi.
Orijinal kaynak: syd barrett. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page